Yağmur yağıyor bu gece şehre… Bardaktan boşalırcasına sanki işliyor iliklerime…

Gecenin sessizliğini bölüyor, hızla cama vuran yağmur taneleri…

Bana eskiden kalma bir şarkıyı hatırlatıyor...

Yağmur Yağıyor, Bu Gece Şehre


Yağmurun sesine bak… Aşka çağrı ediyor… Cama vuran her damla seni hatırlatıyor…

Eski şarkılar daha bir güzeldi… Ne varsa eski şarkılarda vardı.

Eski şarkılar dedim de çocukluk anılarım geldi ani aklıma…

Sabahın erken vaktinde kalmış, saç üzerinde gözleme pişiren babaannem geldi gözümün önüne…

Rahmetli kahvaltıya yetiştirebilmek için nasılda çabuk ederdi

Ya odaya kurduğumuz sobanın üzerinde pişirdiğimiz kestaneler…

Onlar kızarıp dururken soba etrafında oturmuş, ne de güzel hikayeler dinlerdik büyüklerimizden…

Bayram sabahlarına ne demeli… O vakit pişen pilavın kokusu bile bir başkaydı sanki

Ne vakit büyükler camiden dönecekte sofralar kurulacak diye dört gözle beklerdik

Yemeği yedikten sonra sabaha kadar gözümüzü kırpmadan başucumuza koyduğumuz bayramlıklarımızı giyer,

büyüklerin ellerinden öper, harçlığımızı da aldıktan sonra doğru meydana kurulan bayram yerine giderdik…

Ya teyzemler Almanya’dan izne geldikleri zamana ne demeli…

Sevinçten havalara uçardım,kimbilir ne hediyeler getirmişlerdir diye?..

Tüm aile dedemlerde toplanırdı. Sohbetler, gülüşmeler, sevinç aramızda dolaşırdı.

Sonra teyzem valizleri açar, hediyelerimizi dağıtırdı.

Her hafta sonu başka bir akrabanın evinde toplanır, sabahlara kadar fasıllar kurar, sohbetler edilirdi…

Babaannemle beraber camileri gezerdik, o namaz kılarken ben onu izlerdim…
Yağmur Yağıyor, Bu Gece Şehre


Bir gün hiç unutmam, bir komşu yanımıza yaklaşıp babaanneme:

''Yahu hiç sıkılmıyor musun bu çocuğu peşinde gezdirmekten?" dedi…

Babaannem de:

''Neden sıkılayım, ben onu gezdirdikçe mesut oluyorum" diye yanıt vermişti…

Ne güzel günlerdi, eski günler… Şimdilerde insanların arayıp da bulamadıkları huzur ve sevinç vardı o günlerde…

Belki maddiyat ve imkanlar şimdi ki gibi değildi ama herkes mutluydu tekrar de…

Birlik vardı… Beraberlik vardı… Yardımseverlik vardı.

İyi günde, kötü günde herkes kenetlenirdi birbirine… Ta ki sevdiklerimizi sonsuzluğa uğurladığımız günler…

Birer birer eksildiğimiz günler… Değerlerimizi kaybettiğimiz günler gelene kadar…

Şimdi etrafıma baktığımda ise koskoca bir hiç… Koskoca bir boşluk var karşımda…

Hiçbir şey eskinin yerini dolduramadı… O günlerden bugünlere bir yanımız noksan kaldı…

Yağmur şiddetini yitirdi… Gece tekrar sessizliğe büründü… Şehir mışıl mışıl uykuya daldı…

Benim dilimde ise eskiye dair bir şarkı…

Anılar… Anılar… Şimdi gözümde canlandılar…

Anılar… Anılar… Beni bu akşam ağlattılar…