Sizin sayılarınız vardı ya benim kelimelerim
Hep erken doğardı ağzımda tutamazdım
Sevgileriniz naftalin kokardı beklemekten
Ah göllerin balçıkları yuttu, beni sizin gözleriniz
Sazlık.

Sizin sokağınız vardı ya ben boğuldum
Zaten çok dardılar ya da ben hep kalabalık
Elleriniz lambalı çıplak durulmaz
Ah bin çıkarlı sokaklarınızda her an kurban ve ziyan
Yazık.

Sizin iblisiniz bile eğitimli dans etmeyi bilen aslanım
Yürü be koçum, “kim tutar beni”ydiniz ya da lades neşesi
Size yakıştı aferinler sizin, üstelik bir şehir kadar çoktunuz
Ah soysuz kahramanlıklarınızda onca kül ve yara
Dağınık.

Sizin hikâyeniz upuzun ve korunaklı sabah ayazında
Pusuya eğimli düşlerinizde şehvetli diş izleri
Sizsiniz özel ve mülkiyet, gerisi gürültüsünde uykusuz
Ah benim eskilerim tozlu belki de göründüğüm ayna
Kirik.