PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : bu kadar sevebilirmisiniz?


Maltus
17.Haziran.2019, 20:22
<div id="post_message_15059"><blockquote class="postcontent restore "><b><i><font color="Magenta"><span style="font-family: Comic Sans MS">Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri <br />tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, <br />bir defa daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse <br />bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz <br />zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte <br />oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti <br />otobüse, kız ise ablasında...Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden <br />evlerinden çıkıp,şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, <br />gülerek itiraf ettiler bir süre sonra... <br />Okullarını bitirince derhal evlendiler. Mutluydular hem de <br />çok mutlu... Kimi işsiz, kimi parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki <br />yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de <br />ünlü bir hekim ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular.Zaman aşımına uğrayan, <br />alışkanlıklara mağlup düşen,banka hesabında nakit kalmadığı için ya da tam bilakis <br />o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi <br />onlarınki...Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü... <br />Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman <br />çocuk sahibi olmayınca, &quot;bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, <br />bencillik olur&quot; diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, <br />sevgilerini büyüttüler... &quot;Senin için ölürüm&quot; derdi kadın, sımsıkı <br />sarılıp adama ve adma &quot;Hayır, ben senin için ölürüm&quot; diye yanıt verirdi <br />hep...Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, &quot;Birtanem, <br />kütüphanenin ikinci rafına bak....&quot; Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, <br />&quot;Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma&quot; Mutfaktaki masadan, <br />salondaki dolaba sevgi dolu <br />notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi vakit bir demet çiçek, kimi <br />zaman en sevdiği çikolatalar, kimi vakit da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... <br />Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten... <br />Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun <br />olursa olsun hep birbirlerine ayıracak vakit buluyorlardı bulmasına ama kırklı <br />yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, <br />hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. <br />Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev <br />aldı.Artık daha çok beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde <br />dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde &quot;satılık&quot; levhası asılı olan. <br />&quot;Ne dersin, bu evi alalım mı?&quot; dedi adama. &quot;Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. <br />Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya çağrı edeceğimiz <br />bir deniz evi yapalım burayı...&quot; &quot;Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?&quot; <br />diye yanıt verdi adam. <br />&quot;Amerikadaki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı... Kaç nakit olursa olsun, <br />burası bizimdir artık....&quot;Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, <br />ayrılmaları zor oldu adam Amerikaya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. <br />Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün <br />sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu ayrım etti kadın. Eskisi kadar mesut görünmüyor, <br />konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği <br />projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir yanıt aldı: &quot;Canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. <br />Sen en iyisi o evi unut...&quot;Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, <br />daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bubeklenmedik misafiri.Derdini söylemesi için <br />yalvardı adama, &quot;Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat&quot; diye dil döktü boş yere... <br />Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya <br />çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha çok kanıyordu <br />yüreği...Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının <br />birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, &quot;Artık dayanamıyorum, sana söylemek <br />zorundayım&quot; diye sözünü kesti arkadaşı. &quot;O, seni aldatıyor. İş yerimin tam <br />karşısındaki restoranda genç bir kadınla aş yiyiyor her öğlen. <br />Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya....&quot; &quot;Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum <br />bu yalanları&quot; diye bağırdı kadın.Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla <br />suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti o restoranın derhal karşısında bir köşeye sindi sessizce ve <br />peri masallarının sadece masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı <br />genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Kimi evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını <br />gördü adamın... Akşam kocası eve gelir gelmez, kimi bağırıp, kimi ağlayarak, kimi ona <br />sımsıkı sarılıp kimi de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi.İnkar etmedi adam. Zamanla <br />duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir <br />şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, &quot;son bir kez <br />kucaklamak isterim seni&quot; diyecek oldu ama kadın, &quot;defol&quot; dedi nefretle... İlk celsede <br />boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kims inanamadı. <br />Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.Adamın, sevgilisiyle beraber <br />Amerikaya yerleştiğini öğrendi. Kimi yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, <br />ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir his olan <br />nefretin alması için dua ediyordu.Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu <br />söylenen vakit bile, kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan <br />zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. &quot;Sen, <br />buraya ne yüzle geliyorsun&quot; diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. <br />&quot;Lütfen, içeri girmeme ruhsat ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor.&quot; dedi <br />genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: <br />&quot;Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. <br />Geçen yıl Amerikadaki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık <br />bir senelik ömrü kaldğını. Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla <br />birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için,benden <br />sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de havadis, bilgi, salık <br />vermedi. Beraber Amerikaya yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk <br />karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi <br />görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, <br />bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu vermemi istedi... <br />&quot; Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Derhal oracıkta <br />ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı sebep sonra akıl edebildi. <br />İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda. İlk kağıtta, <br />&quot;Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem&quot; diyordu... Sırayla okudu; <br />&quot;Seni çok sevdim&quot;,&quot;Seni sevmekten hiç vazgeçmedim&quot;, &quot;Senin için ölürüm derdin <br />hep, doğru söylediğini bilirdim.&quot; &quot;Fakat benim için ölmeni istemedim&quot; <br />&quot;Şimdi bana söz vermeni istiyorum.&quot; &quot;Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?&quot; <br />son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son <br />kağıtta şunlar yazılıydı:&quot;Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. <br />Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım....&quot;<br /></span></font></i></b>