PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : AŞk Tİpİ Cezaevİ


Maltus
17.Haziran.2019, 20:22
<div id="post_message_6457"><blockquote class="postcontent restore ">Sırtımı dayayacağım kimsem yok.. Dayandığım bütün duvarlar yıkıldı… Aslında farkında olmadan beni yıkıp gittiler.. Hayatın girdabında yok olduğumu sandılar ama onlar yok oldular oysaki..<br />O günden bu güne hiç dostum olmadı. İnsanlar eklendi hayatıma, insanlar eksildi.. Sırtımı dayayacağım hiç kimseyi bulamadım. Yaşama zannıyla olduğum bu süreçte hep arayış içerisinde oldum. Duygularımdan arınmış hissediyorum kendimi.. Yorulmuştum dostsuzluğun acısıyla kala kalmışken sen çıktın karşıma, elini uzattın.. Sıkmıyorumdur umarım anlattıklarımla.. Seni kendime yakın gördüğümdendir anlattıklarım. Bekli de uzun vakit sonra beliren duygularım beni sana çekti bu sessiz haykırışlarla….<br />Aradan kısa bir vakit geçmesine rağmen çok iyi arkadaş olmuştuk. Ona söylediklerimden sonra benden hoşlandığını hissetmiştim ve uzun bir vakit sonra ilk kere duygularımla devinim edebilmiştim. Artık kalbimin titrediğini hissedebiliyordum. Galiba aşık oluyordum…. Zaten beni evine çağrı etmekle bana tam bir güven duygusuyla ona bağlanacağımın hissiyatını aşılamıştı bile… Çok sevinmiştim. Evet düşündüğünüz gibi oldu. Güzel bir birlikteliğe yelken açmıştık. Artık hayatımın art kalanında sadece onunla olmayı düşünüyor ve onu diliyordum tıfıl sevişlerimle.<br />Birkaç gün sonra onun doğum gününün olduğunu öğrendim. Onun adına müthiş bir gün olabilmesi için elimden geleni yapmalıydım ve yaptım da. (peki ya siz ne yapmazdınız…)<br />Onun yüreğindeki mutluluk, yüzündeki gülücükle beliren gamzesiyle ve gözlerindeki parıltıyı görmek benim için yeterliydi…<br />O geceyi benim evimde geçirdik. Sabah uyandığımda onu yanımda göremedim ve o an paniğe kapıldım yersiz ama haklı bir hisle. Oysa bana kahvaltı için yataktan kalkmış, yanıma çağırdım ve ona: “Dışarı çıktığından beri gözüm kapıda, sanki hiç dönmeyecekmişsin gibi yersiz bir duyguya saplanıp kaldım.” Diye söyledim. Anladım ki yokluğunda geçen bir an bir asırmış meğer farkına varamamışım. Senin bendeki değerini anlayamamışım. Sensiz hiçbir şeyi düşünemiyorum. Sensiz birkaç dakika geçiremezken sensizliğin acısına nasıl dayanırım gibi laflar işte kaygılı gözlerle…<br />Uzun bir zamandan sonra evlendik. Derken bir oğlumuz oldu. Adını Umut koyduk. Birlikteliğimizi dilediğim gibi sonlandıramamıştık. Ne yazık ki kaybettim onu… Bir an hayatımı onun yokluğuyla yitirmeye karar verdim ama yapamadım… Umud’un bana ihtiyacı vardı. Kendimi toparladım. Bir ara oturup uzun uzun bütün hayatımı bir film şeridi gibi gözden geçirdim. Çıkmazlarla dolu olan hayatımı güzelleştiren o güzelliğe yani sana tapıyorum… Kısacası özgürlüğün esaretinde yaşıyorum diyebilirim. Ama şunu unutma ki;<br />Sensiz bir lahzayı geçiremeyen ben, sen yokken, öz beynini dişleyen bir serçenin hayata bakışı gibi olur kaderim. GÜZ BAKIŞLIM