Hanımlar, telaşa kapılmayın… [Arşiv] - Gelsene

Zorba

17.Haziran.2019, 19:13

<div id="post_message_2251710"><blockquote class="postcontent restore ">Memorial Hastanesi Umumi Cerrahi ve Organ Nakli Bölümünden Operatör Dr. Yücel Yankol, meme ağrısı tipleri ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında şu bilgileri verdi: MEME AĞRISI ÜÇ KADINDAN İKİSİNDE GÖRÜLÜR "Meme ağrısı sağlıklı üç kadından ikisinde görülen hafif veya şiddetli olabilen bir şikayettir. Meme ağrısı olan on kadından birinde günlük yaşamlarını etkileyen ağırbaşlı ağrı şikayeti olabilmektedir. Meme ağrısı, tane öncesi dönemde görülen ortalama 4-5 gün kadar süren ve tamamen normal sayılan gerginlik ağrısından ayırt edilmelidir MEME AĞRISI OLAN MUTLAKA DOKTORA GÖRÜNMELİDİR Meme ağrısının en sık sebebi memedeki yapısal değişikliklerdir. Meme ağrısının kanserle ilişkisi yok denilecek kadar azdır. Meme kanseri olan hastaların yüzde 1-2 ‘sinde meme ağrısı olmaktadır. Fakat çok ender de olsa memede ağrı, kanserin tek belirtisi olabilir. Bu sebeple memede ağrı şikayeti olan bir bayanın mutlaka bir umumi cerrahi uzmanı tarafından muayene edilerek, tetkikler sonrasında değerlendirilmesi gerekmektedir. Doktor tarafından incelenmiş ve altta yatan nedenin kanser olmadığına karar verilmiş olanlarda, meme ağrısının kanser riskini artırdığı söylenemez. ÇAY, KAHVE, ÇİKOLATA VE KOLALI İÇECEKLER AĞRI NEDENİ OLABİLİR Sigara kullanımı, stresli yaşam ve şarapta bulunan “tiramin” denen bir madde ağrıların sebebi olabilmektedir. Memede bulunana algılayıcı reseptörleri uyararak ağrıya neden olan “metilksantin” denilen kimyasal madde içeren çay, kahve, çikolata ve kolalı içecekler de ağrıya neden olabilmektedir. Ayrıca aşırı doymuş yağlardan varlıklı beslenmede ve müsait olmayan sütyen kullanımında da ağrıların arttığı belirtilmektedir. MEME AĞRISININ ÜÇ TİPİ VARDIR Adet düzeni ile ilgili ağrılar: En sık görülen ağrı tipidir. Ağrıların yüzde 70’i bu tiptedir. Genellikle tane öncesi dönemde ortaya çıkan, derhal tane görmeden önce en yüksek seviyesine erişen ve tane ile beraber kaybolan ağrılardır. Normal tane öncesi ağrılara göre daha şiddetlidir. Otuzlu yaşlarda daha sık görülür. Bazen menapoza yakın dönemde alevlenme gösterir. Ancak çoğu vakit menapoza yakın dönemde kendiliğinden kaybolur. Memenin üst ve dış taraflarında daha çok hissedilir. Bazen koltuk altına doğru yayıldığı da olur. Ağrı ile beraber memelerde hassasiyet de artabilir. Adet düzeni ile ilgili olmayan ağrılar: Kırklı yaşlarda daha sık görülür. Tane düzeni ile ilişkili olanlara göre daha kısa sürer ve hastaların yarısında kendiliğinden kaybolur. Genellikle tek taraflıdır. Memenin bir noktasında olabileceği gibi tamamına yayılan bir ağrı da olabilir. Bu tip ağrıların temel sebebi memede bulunan bir kist, fibroadenom, kanal genişlemesi, lipom yada fibrokistik değişiklikler gibi iyi huylu meme hastalıklarıdır. Meme ile lakayıt bir olaydan kaynaklanan ağrılar: Bu tip ağrılar meme lakayıt olmasına rağmen, memede hissedilmektedir. Burada ağrı göğüs duvarındaki kaslardan, kaburga eklemlerinden, kıkırdak dokulardan ve boyundaki sinir köklerinden kaynaklanabilir. Meme ağrısının tanı ve tedavisi.. Normal olan ve tane öncesi hafif gerginlik şeklinde olan meme ağrıları haricinde ağrısı olan bayanlar mutlaka umumi cerrahi uzmanı kontrolünden geçmelidir. Tedavide aşamalı olarak en az yan etkiye sahip tedaviler düzenlenir. İlk aşamada ağrıya neden olan bir faktör varsa o ortadan kaldırılmalıdır. Ağrısı olan ve olmayan her kadın kendi kendini muayene etmeyi alışkanlık haline getirmelidir. Bazen ağrının nedeni müsait olmayan çamaşır kullanımı olabilir. Ağrısı olan kadın kendi meme ölçülerine uygun, çok sıkı olmayan sütyen kullanması gerektiğini akılda tutmalıdır. Meme ağrısı olan hastalar diyetlerine dikkat etmeli, çay, kahve, çikolata, kolalı içeceklerle, şarap gibi gıdaları çok daha az tüketmeli, sigara kullanmamalı, stresten olabildiğince ırak durmalı ve bitkisel yağları tercih etmelidirler. Sonraki aşamada ağırbaşlı ağrılarda kolay ağrı kesiciler ve ödem çözücü ilaçlar tercih edilir. Yanıt alınamaması durumunda ise bitkisel kökenli ilaçlar denenebilmektedir. Hormonal içerikli ilaçların kullanımı ve cerrahi müdahale ise tedaviyi gerektiren hastalık bulunmadığı yalnızca ağrının olması durumunda tercih edilmemektedir.”